5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun Vergi Affı Kapsamında Mali Açıdan Değerlendirilmesi
Citation
Başa, M. (2015). 5811 sayılı bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkında kanunun vergi affı kapsamında mali açıdan değerlendirilmesi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi. 1-76Abstract
Tarih boyunca af kavramı bütün hukuk sistemlerinde yerini almış, kesin bir tanımı
yapılmamakla beraber sürekli olarak uygulanmıştır. Vergi affı kavramının da vergi hukukunda
dolayısıyla uygulamadaki vergi kanunlarında tanımı tam olarak yapılmamış ancak vergi affı ülkemizde
Cumhuriyet’ in ilanından bugüne kadar sık sık uygulanmıştır.
Devletler giderlerini karışılmak amacıyla kaynak oluşturmak için her zaman değişik isimler
altında gerçek ve tüzel kişileri vergilendirmek suretiyle vergi geliri elde etmişlerdir. Vergilendirmeye
ilişkin usul ve esaslar vergi kanunlarında belirtilişmiş buna mukabil belirlenen usul ve esaslara aykırı
hareket eden gerçek ve tüzel kişilere cezalar öngörülmüştür. Vergi affı, devletin öngörülen cezalar ile
tahsil edilmesi hedeflenen vergi alacaklarının bir kısmının ya da tamamının tahsilinden vazgeçmesidir.
Vergi affı aynı zamanda kayıt dışı bulunan ve ekonomik dolaşıma kazandırılmak istenen
varlık ve kazanç sahiplerine varlık ve kazançlarını kayıt altına almaları durumunda kolaylık
sağlanması amacıyla da çıkarılmıştır. Bu tür vergi afları uygulamada “Varlık Barışı” olarak
adlandırılmıştır.
Ülkemizde 2014 yılında kadar başka hükümler yanında vergi affı hükümlerinin de yer aldığı
ya da sadece vergi affı hükümlerinin yer aldığı 33 adet kanun çıkarılmıştır. Vergi afları genellikle
değişik isimler altında ve çeşitli sebeplerle yasalaştırılarak uygulamaya konulmuştur. Düzenlenen
vergi affı kanunlarının gerekçelerine bakıldığında bu kanunlar daha çok ekonomik, mali, teknik ve
idari sebeplerle çıkarılmıştır. Sadece 1960 ve 1980 yılları arasında çıkarılan af kanunların
düzenlenmesinde ise siyasi ve ekonomik nedenler öne çıkmış devlet toplumu rahatlatmak amacıyla
alacaklarından kısmen veya tamamen vazgeçmiştir.
Yaşanan ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle ülke ekonomisinin olumsuz etkilenmesiyle
beraber bu olumsuzluklar neticesinde vergisel yükümlülüklerini yerine getiremeyen mükelleflere
yükümlülüklerini yetire getirmeleri amacıyla bir şans verilmesi ve vergi idareleri ve vergi yargısı
üzerindeki iş yükünün azaltılması açısından vergi affı genellikle savunulmuştur.
Buna mukabil vergi ahlakını bozması vergilendirme de adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu
gerekçesiyle de hep eleştirilmiş bir nevi dürüst mükelleflerin cezalandırıldığı savunularak vergi affına
karşı çıkılmıştır.
Collections
- Yüksek Lisans Tezi [457]